28 Şubat 2011 Pazartesi

Yenidoğan Sünneti

Sünnet konusunda kafamız karışıktı. Efe'yi bebekken mi yoksa büyüdüğü zaman mı sünnet ettirelim diye düşünürken 2 ve 6 yaşında iki çocuğun sünnetine şahit olduktan sonra kararımız kesinleşti. Efe'yi doğduğunda sünnet ettirmeye karar verdik.

Efe 4 günlükken sünnet oldu. Onun için zor olmasa da biz çok üzüldük ve acı çektik açıkçası.
Daha yeni doğmuş bir bebeğe alışmanın yanında bir de sünnet ile uğraştık. Hem göbek kordonu, hem de sünnetli pipisine zarar vermeyelim diye ne taklalar attık 4 gün boyunca.

4 gün süre ile her bez değişiminden sonra antibiyotikli krem sürüp kapatıyorsun. Minik bebek bu, her dakika çiş kaka yapıyor, biz de her seferinde o minik kırmızı pipiye krem sürüp kapatıyoruz. Zor geçti o 4 gün. Sonra yıkamaya başlayınca rahatladık ama.

Bence bebek en azından 1 aylık olana kadar bekleyip, o zaman yaptırmak daha iyi.
Sonuç olarak, yine de doğru bir karar vermişiz. En azından Efe, yaşamak zorunda olduğu bu sancılı olayı anlamadan atlatmış oldu.

Emzirmek ve Sütü Arttırmak

Bebeğinizi emzirmek dünyadaki en yüce duygulardan biri olsa gerek. Onun sizden beslendiğini bilmek, emzirirken onunla bir olmak harika bir his.

Bazı anneler anatomik yapı ya da bazı rahatsızlıklardan dolayı bebeğini emziremeyebiliyor. Bunun dışında kalan annelere sesleniyorum. İlk 6 ay bebeğinizi emzirin. Sizin ve bebeğinizin buna ihtiyacı var.

İlk bir hafta ne kadar çok canınız yanarsa yansın sakın vazgeçmeyin. Yara olan göğüs ucu için ben ilk başlarda Novuxol Pomad kullandım. Emzirmeden önce temizlemeniz gerekiyor. Yaraları hızlı tedavi ediyor. Bunun dışında Lansinoh'un yumuşatıcı kremi gayet iyi.

Emzirme işi tamamen psikolojik. Bu işe odaklanın ve bebeğinizin buna ne kadar çok ihtiyacı olduğunu düşünün. Üstelik hızlı kilo vermek de cabası:)

Hatırlatma: İlk 6 ay bebeğinizi koruyan antikorlar da sütünüzden bebeğinize geçiyor. O nedenle grip olsanız bile bebeğinizi bol bol emzirin.

Bol bol su içmenin dışında (Günde en az 3 litre), sütü arttıran besinler var. Ben de işe yarayanlar.

- Rezene Çayı
- Bulgur Pilavı (1. aydan sonra yedim ben:)
- Hurma
- Boza
- Bol bol balık (özellikle hamsi)

Öyle çok fazla tatlı vs. yemiyorum ben. Sağlıklı beslenin ve bu işe odaklanın.
Temiz havada bol bol yürüyün, oksijen alın.
Siz ne kadar mutlu ve pozitif olursanız, aynı duygular bebeğinize de geçiyor. Unutmayın....

Heyecan, Şaşkınlık, Yorgunluk

Hastaneden çıkıp eve geldiğimizden beri tam 4 ay geçti. Bu 4 ay nasıl geçti, ben neler yaşadım bilmiyorum.
İlk 2 ay Efe de ben de hiç uyumadık diyebilirim. Efe diğer bebeklerin aksine uyuklayan bir bebek. İlk 2 ay sadece meme emerken uyudu.
Çok yoruldum, çok umutsuzluğa kapıldım. Birçok duyguyu aynı anda yaşadım. Öyle zamanlar oldu ki, Efe'yi bırakıp gidesim geldi. Suçluluk yaşadım ardından. Acaba ben iyi bir anne değil miyim? Bebeğime bakamıyormuyum diye.
Şimdi düşünüyorum da psikolojik hepsi. Ah şu hormonlar. Tek suçlu sizlersiniz.
Etrafımdaki herkes " Bebek muhteşem birşey, keşke daha önce yapsaydık" diye düşünürken. Ben "Keşke hiç yapmasaydık" diye düşündüm çoğu uykusuz gecede.

Zor bir bebek Efe, ama cok uysal aynı zamanda da. Şimdi herşey yavaş yavaş düzene giriyor. İyiye gidiyoruz.

4 ay neler yaşadık, anlatma zamanı şimdi.
Kağıda dökmenin, paylaşmanın, Efe için kayıt altına alma zamanı şimdi...

30 Ekim 2010 Cumartesi

Bebeğimiz Doğdu

37. hafta kontrolünden 1 gün önceydi. O gün sabah dışarıda bol bol yürüdüm, akşam arkadaşımla görüştüm, dönüşte ablama uğradım.

Ablam o gün Prag'dan dönmüştü. Gitmeden önce 2 hafta boyunca sakın ben gelmeden doğurma diye bir endişeye kapıldı. Ben de  " Daha sezeyana 3 hafta var merak etmeeee" diye sürekli söylenip durdum. Meğerse içine doğmuş kızın:)

28 Ekim 2010 akşamı uyumadan önce (sanki içime doğmuş gibi) "Acaba doğum nasıl olacak? Ne kadar heyecanlanırız, 1 gece önce hiç uyumayız diye" eşimle konuştum. İçimi bir tedirginlik kaplamıştı.

Doktorum 1 haftadır Amerika'da konferanstaydı. 29 Ekim günü gelecek, ben de kontrole gidecektim. Ancaaaak bizim oğlan Efe'cik, dış dünyayı merak etmiş olmalı ki, erkenden doğmaya karar verdi.

Saat 02.30 da karnımda değişik bir ağrı ile uyandım. Önce sıkça yaşadığım gaz sancılarından biri sandım. Tuvalete gittim, ancak ağrı geçmiyordu. Eşimi uyandırdım. O da "Gazdır o gaz, yat uyu" dedi:) Fakat ağrım değişik bir hal almaya başladı, tekrar kalktım, yürürken suyumun geldiğini farkettim. Hep merak ediyordum, bu su nasıl geliyor diye. Öğrenmiş oldum. Hafif yağlı ve ılık bir formu var. Kendinizi sıksanız da akmaya devam ediyor...

Eşimle göz göze geldik. Ne yapaccağımızı bilemedik. Doktorumu aradım fakat telefonu kapalıydı. Panik oldum. Ağrılarım artmaya başladı, elim ayağıma dolaştı. Ya evde doğurursam diye endişe etmeye başladım. Fakat zihnim o kadar açıktı ki. Herşey kontrol altındaydı. Hemen üstümü giyindim ve çantaları alarak evden fırladık. Eşim benden daha heyecanlıydı. Yanlış yollara saptı, ne yapacağını unuttu:)) 10 dakika içinde hastanedeydik. Saat: 03.10

Beni hemen doğumhaneye aldılar. Doktoruma ulaşamadığımı belirttim. Onlar da denedi fakat ulaşamadılar. Doktorum uçakta olduğu için cevap veremiyordu bize. Önce ebe beni muaeyene etti. Rahimağızı 4 cm açılmıştı ve sancılarım artmaya devam ediyordu. Nöbetçi doktor geldi. Sezeryan mı, normal doğum mu istiyorsun dedi. Normal doğum dedim bir anda. Tamam dedi.

Açılma çok çabuk ilerliyordu, sancılardan bacaklarım titremeye başladı, oksijen verdiler bol bol. Bebeğim karnımda ters duruyordu. (Başaşağı fakat yüzü dışa dönük şekilde). Doktor biraz zor olacağını ifade etti. Ben bu arada " bana epidural verin" diye inlemeye başladım. Rahimağızı 7 cm olmuştu bile. Anestezi uzmanı 20 dakika içinde geldi ve epidural katater takıldı. Ağrılarım hafiflemişti.
Daha önce yaşamadığım bir ağrıydı. Çok çok kötü değil ama bitkin bırakan cinsten. Hiç korkmadım ve normal doğumdan vazgeçmedim. Biliyordum ki benim ve bebeğim için en iyisi bu.

Devam ettim, eşim hep yanımdaydı, hatta annem ve ablam bile ara ara girip çıktılar. Ameliyathane psikolojisini hiç yaşamadım. Normal bir odada geçiyordu herşey. Çok doğaldı.

Doktor geldi ve doğuma geçeceğimizi söyledi. Ikınmaya başladım. Hemşireler yardım ediyordu. 4-5 kere güçlü ıkınmadan sonra saat tam 06.11'de Efe gözlerimizin önündeydi. Tam orada, karşımda duruyordu. Yağlı vücudu yorgundu, ilk çığlığını attı. Hemen havluya sarıp kucağıma verdiler. İşte o anı asla ama asla unutmam mümkün değil. Islak tenine dokunduğum ve ona şaşkınlıkla baktığım o an dünya durdu. O benim bebeğimdi. 9 aydır taşıdığım, bir bütün olduğum bebeğim, artık kucağımdaydı.
Efe doğmuştu.

7 Ekim 2010 Perşembe

Lohusalık için Gecelik ve Pijama bulma derdi.

Hamileliğim boyunca en çok zorluk çektiğim konu doğum sonrası hastanede ve evde giymek için şık ama rahat bir gecelik bulamamış olmam. En çok bu iş için zaman ayırmam gerekti. Oysaki en kolay çözebileceğim konu bu olmalıydı. Sonuçta birçok iç giyim mağazası mevcut etrafta.

Kendimden emin bir şekilde önce Marks&Spencer'a gittim. Fakat o gecelikleri gördüğüm andaki şaşkın ve yıkılmış ifadeyi bir tek annem görebildi. O modeller, kumaşlar, danteller gerçekten içler acısı. Üstelik önden açılabilen, emzirmeye uygun tek bir model bile yoktu. Hayal kırıklığım devam ederken indirime girmiş olan güzel bir sabahlık bulup keyfimi yerine getirdim. Güzel pijamalar ve iç çamaşırları var tabii ki, üstelik M&S kalitesini de başka hiçbir yerde bulamam. Ama lohusalıkta özellikle de hastanede 1-2 gün gecelik giymek şart ki muayeneler rahat yapılabilsin.

Daha sonra Oysho da dahil olmak üzere bildiğim, duyduğum bütün mağazaları gezdim ama nafile hicbir yerde istediğim gibi bir gecelik bulamadım. Ama pes etmedim ve sık sık gezdim. Su anda 3 geceliğim, 2 tane de pijamam var:)

Siz de bu zorluğu çekmemek için, önerim şu mağazalara göz atmanız.

-Marks&Spencer'a mutlaka uğrayın. En azından, sabahlık ve terlik konusunu çözebilirsiniz.
-Bağdat Caddesi Caddebostan'da "Deniz" isimli iç giyim mağzasına mutlaka bakın. %100 pamuktan yapılma gecelik ve pijamalar var. Üstelik Organik pamuktan yapılan bebek bodyleri de şahane.
-Alışveriş merkezlerinde ve yine Bağdat Caddesi Erenköy'de bulunan Pelin İç giyim mağazası.
- Mendo's mağazalarında da satılan Linclalor marka gecelik ve pijamalar da fena değil. Ben bir tane aldım:)
-Nişantaşı Amerikan Hastanesi'nin sokağında bulunan bir iç giyim mağazası var. Sanırım adı Vaseta. Orada da şık gecelikler var.
- Bunun dışında pijama, şort ve askılı üstler için Oysho ve Reflections mağazalarına da bir göz atın.

30 Eylül 2010 Perşembe

Yenidoğan Bebek Nasıl Yıkanmalı

Kafamızdaki Sorular Yumağına Cevaplar

Doğum zamanı yaklaştıkça, kafamdaki sorular ve endişeler giderek büyümeye devam ediyor. Koca bir yumak haline geliyor. Bebeği nasıl tutacağım, nasıl yıkayacağım, nasıl gazını çıkaracağım, nasıl giydireceğim, oda ısısı kaç derece olacaktı, suyun sıcaklığı neydi? derken panik atak geçirme noktasına gelip, geri dönüyorum.

Birçok kişi, bazı şeyleri içgüdüsel olarak yapacağımı söylesede bundan emin olamıyorum ve internet dünyasının kapısını aralıyorum ya da kitap kurdu haline gelip yeni kitaplar alıyorum kendime.

Yenidoğan bebek bakımı ile ilgili uygulamalı videoları izleyebileceğiniz güzel bir site var. http://www.agubugu.com Uzman hemşire ve doktorların anlatımlarıyla, içiniz biraz daha rahatlıyor.
Bunun dışında baş ucunuzda durmasını isteyeceğiniz, size rehberlik edecek bir de güzel kitap önerim var.
Mutlaka evde bulunsun diyorum. Tüm kitapçılarda bulabileceğiniz Epsilon yayınlarından çıkan " Bebeğinizin ilk yılında sizi neler bekler" adlı kitapta yararlı bilgiler mevcut. Okuyalım, izleyelim, kafamızdaki soru yumaklarını sökmeye başlayalım. Kucağımıza bebeğimizi aldığımızda endişe yerine, mutluluk duyalım.

Yeni bir soluk

Çok yakın bir arkadışımın harika yazılar yazdığı ve güzel fotoğraflarını yayınladığı bir bloğu var. 2 gün önce bir arkadaşının doğumuna tanıklık etmiş ve minik bebeğin fotoğraflarını çekmiş. Şebnem'in de dediği gibi bugün minik bir bebek daha içine çekti hayatı. Bebeğimin ilk ağladığı, ilk nefes aldığı anı sabırsızlıkla bekliyorum ben de.
Şebnem'in güzel fotoğrafları ve içten yazısı için: http://sebnemburcuoglu.blogspot.com/2010/09/birth-story-my-pictures-280910-istanbul.html

Miniğimiz bize poz verdi:)

Bebeğimle 32 haftayı tamamladık. Gelişimini ve hareketlerini görmek için doktorumuza gittik 2 hafta önce. Herşey yolunda ve iyi. Kilosu 1800gr. boyu 42cm. Şu an minik bir bebek. Artık herşeyi tam. İlk defa bize yakışıklı bir poz verdi. Esnedi, elleriyle gözlerini ovuşturdu, güldü. Tanrı'nın bir mucizesi o. Tarifi imkansız bir duygu. Henüz kucağıma almamış olsam da, onun o minik ellerini ve esnemesini görmek daha şimdiden duygulandırıyor beni. Ne kadar yoğun duygular yaşayacağıma dair bir sinyal veriyor bana. Daha şimdiden onun için herşeyi yapmaya hazırım.

Artık kontrollerimiz 4 haftadan 3 haftaya indi. Onu daha kısa bir süre içinde göreceğimi bilmek daha da mutlu ediyor beni. Kavuşmamıza çok az bir süre kaldı. Bu arada, şeker diyetine tam gaz devam ediyorum. Doktor sık sık, "sakın kaçamak yapma" diye uyarıyor beni. "Asla" diyorum bende. Ara sıra içim gitsede o muhteşem tatlılara, yine de ben  onun için herşeye katlanırım. 8 ayın sonunda toplam 9 kg aldım. Ebru Şallı'ya rakip olacağım yakında:)

Bir sonraki kontrol 9 Ekim Cumartesi günü. 35. haftaya girmiş olacağım. Artık çok az kaldı. Heyecan doruktaaaaa....

14 Eylül 2010 Salı

Yaratıcılık

Şimdilik bebeğimizin görüntüsünü doktor kontrolünde hayal meyal görsekte, doğar doğmaz bir sürü fotoğrafını çekeceğimiz kesin. Bebeğinizin fotoğraflarını çekerken hayal gücünüzü serbest bırakın. İşte buna muhteşem bir örnek. Adele Enersen bebeği Mila'nın fotoğraflarını çekerken yaratıcılığını kullanıyor. Bloğunun en sıkı takipçilerinden biriyim. Kim bilir belki biz de miniğimiz için farklı bir dünya yaratırız. Blog için: http://milasdaydreams.blogspot.com/

13 Ağustos 2010 Cuma

Yararlı Websiteleri


İçinizde size ait bir parçayı büyütüyor olmak, son derece mucizevi, heyecanlı kimi zaman endişe verici ama keyifli. Onun her gün, her hafta içeride neler yapıyor olduğunu ne yazık ki içeriye bakarak bilemiyoruz:) Ancak yapılan araştırmaları ve tıbbi bilgileri okuyarak, onun hangi aşamada olduğunu bilmek insanı rahatlatıyor ve bu yolda emin adımlarla ilerlememizi sağlıyor. Bu hafta elini oynattı, şu hafta gözlerini açtı gibi temel bilgilerin yanında, ruhsal gelişimi ya da doğduktan sonra yapılması gerekenler ile ilgili değişik içerikleri bize sunan bir çok websitesi mevcut. Ancak ne yazık ki henüz Türkiye'de değil. Yine takip ettiğim bir iki yabancı websitesini paylaşmak istiyorum. Hem görsellik, hem de içerik olarak tatmin edici. Üye olduğunuz zaman size ilettikleri haftalık newsletterlarda hiçbirşey kaçırmanıza izin vermiyor. Baby Center ve Baby Zone iki farklı keyifli site. Mutlaka üye olun ve takip edin.

Bunun dışında Türkiye'de Dr. Kağan Kocatepe'nin websitesini de takip ediyorum. Kendisi de oldukça detaylı bilgiler veriyor.

Meraklı okumalar ve incelemer...

Bebek Odası Tasarımı

Bebek Odası hazırlığı ayrı bir heyecan ve aynı zamanda da karmaşık bir dünya. Eğer çok fazla mağaza gezmeyi planlıyorsanız, iş daha da karışık bir hal alabilir. Modoko dahil yüzlerce mağaza, mobilya seçeneği ve kısa zamanda kafayı yemenize sebep olabilir. O nedenle, kendinizi bu dünyaya kaptırmadan önce birkaç arştırma yapın. Sade mobilyalar seçip, aksesuar ve duvar giydirmeleri ile odayı renklendirmekte fayda var. Küçük bebişin 1 yaşına kadar minik bir yatağa ihtiyacı olacak. Zaten 3 yaşından sonra, özellikle erkek çocuklar araba şeklinde ya da farklı modellerdeki mobilyalar için tutturmaya başlıyorlar.

O nedenle, benim görüşüm fiyatı uygun ama sağlam bir yatağın yanına İKEA'dan uydurabileceğiniz şifonyer ve minik bir dolap eklemek. Bu seçenek bebeği 3 yaşına kadar idare edebiliyor. Biz karyola ve yatağını Mothercare'den aldık. Mothercare'in Jamestown model beyaz karyolasının yanına İKEA'dan beyaz bir şifonyer ekledik. Zaten önceden var olan büyük beyaz dolabımızın yarısınıda bebişimize ayırdık.  Jamestown yatağın fiyatı 599 TL. Boyutları ise 140x70 cm. Daha sonra parmaklıklarını çıkarark normal yatağa çevirebiliyorsunuz da. Yatağı için yine Mothercare'in Coolmax serisi yatağını tercih ettik. Bebek terlese bile yatak nemi içine hapsetmiyor ve bakteri barındırmıyor.

Komple bir bebek odası takımı almak yerine, farklı mağazalardan kombinasyon yapmak hem yaratıcı hem de keyifli. Yaratıcı bebek odası tasarımları için takip ettiğim yabancı bir site var. Project Nursery sitesine mutlaka bir göz atın. Dünydaki diğer anneler ve tasarımcılar odaları nasıl dizayn ediyor fikir edinin. Süper, yaratıcı fikirler var. Renk kombinasyonları ve duvar giydirmeleri size ilham versin.

Alışveriş İçin Mağaza Önerileri

Yurtdışında ki kadar olmasa da, bebeğiniz için alışveriş yapabileceğiniz güzel mağazalar var Türkiye'de.
Kıyafet için GAP KİDS, ZARA BABY, MOTHERCARE, MARKS&SPENCER, JUJUBE, BURBERY KİDS, CHİCCO gibi birçok marka yer alıyor.
Özellikle bodyler için benim tercihim Mothercare ve Marks&Spencer. Kumaşları diğer markalara göre oldukça kaliteli. Diğer mağazalarda ise görsellik ve şirinlik adına sınırsız seçenek mevcut. Mothercare kalite ve fiyat açısından ilk tercih edilecek mağaza kesinlikle. Ancak yurtdışındaki o çok güzel modellerini Türkiye'ye getirmiyorlar ne yazık ki. Mothercare'i birçok alışveriş merkezinde bulabiliyorsunuz. Ancak benim sık alışveriş yaptığım Şaşkınbakkal mağazası en büyük olanı.

Kıyafet dışındaki ihtiyaçlar için biraz fiyat ve mağaza araştırması yapmak gerekiyor. Zira, aynı marka ürünler her yerde farklı fiyatlara satılıyor.

Bebek bakım ürünleri (emzik, biberon vs.) ve temizlik ürünleri için e-bebek ya da İrem bebe uygun fiyatlara sahip. Hem internetten, hem de mağazalarından alışveriş yapmanız mümkün. Başka yerlere gitmeye gerek yok. Bebek bezinden küvete, oyuncaktan bebek arabasına kadar herşey var.
Bebek arabası için uygun fiyata sahip bir diğer mağaza da Suadiye'deki Bebeğim Olacak mağazası. Araba fiyatları nispeten daha uygun. E-bebek de yine araba modeli ve fiyatları açısından uygun.
Bunun dışında Dastini Bebek marketleri var. Mağazaları yaygın. Bazı ürünler için oraya da bakmakta fayda var.

Fiyatlar ve satılan markalar 3 aşağı 5 yukarı aynı. Yorulmayayım derseniz, size en yakın olan mağazalardan birinden alışverişinizi yapın. Küçük emzikleri, banyo küvetini almak büyük bir zevk:)

11 Ağustos 2010 Çarşamba

Bebeğimin İhtiyaçları

Kötü düşünceleri, testleri, sıkıntıları geride bırakıp artık alışverişe çıkmanın tam zamanı. Aslında 4. aydan itibaren dayanamayıp, ufak tefek şeyler almaya başlamıştım. O muhteşem, gördüğünüzde çığlık atmak istediğiniz minik bodyler, ufak çoraplar derken aslında kıyafet anlamında bizim oğlanın dolabını doldurmuşuz:)


Kendinizi şımartmanın dışında, elzem olan ihtiyaçlar var. Bunun için aşağıdaki gibi bir liste çıkardım. Bu listeyi tamamlamadan önce birkaç piyasa araştırması yapıp, deneyimli annelerin tavsiyelerini de dinledim. Mağaza isimlerini ve genel fiyat listesini daha sonra paylaşacağım. Önce nelere ihtiyacımız varmış bir bakalım. Yoksa ihtiyaç fazlası şeyler bizi iflasın eşiğine sürükleyecek:)


BEBEĞİN İHTİYAÇLARI



GİYİM İHTİYAÇLARI


- Hastane çıkış seti (birçok mağaza da mevcut, bir tane almakta fayda var. İçinde yaklaşık 7 parça kıyafeti oluyor)
- Body (mevsime göre yarım kollu, kolsuz ya da uzun kollu bodyler. Sayısı size bağlı. Ben şimdilik 8 tane yenidoğan, 10 tane de 0-3 ay bedene göre aldım.)
- Tulum (ilk aylarda en çok giydiği şeylerden biri. Zevkinize göre alabilirsiniz. Ben şimdilik 6 tane aldım.)
- Alt üst pijama ya da eşofman takımı (alt üst ayrı takımlar giydirme kolaylığı açısından tercih edilebilir. Ben 2 pijama, 2 eşofman takımı aldım)
- Çorap ve patik (en az 5 tane çorabı olmalı. Mevsime göre yün, polar ya da pamuklu patikte alınabilir. 2 adet patik yeterli.)
- Bebek başlığı ya da şapka (özellikle pamuklu olanları tercih edin.)
- Yelek ve Hırka (Özellikle kışın yün ya da pamuklu hırka almak şart. 2 hırka, 2 yelek yeterli)
- Mont ya da Dışarı tulumu (mevsim kışsa atkı, eldiven gibi aksesuvarları da unutmayın. 1 mont, 1 dışarı tulumu yeterli olacaktır.)

Bunun dışında, minik beyler ve hanımlar için sınırsız sayıda kıyafet var. Pantolanlar, gömlekler, t-shirtler, etekler, elbiseler vs. Ancak bu kıyafetleri 3. aydan itibaren almak daha doğru sanırım. Yukarıda yazdıklarım doğar doğmaz ihtiyacı olacak temel kıyafetler.

BEBEK BAKIM VE TEMİZLİK ÜRÜNLERİ



Yenidoğan bezi (1 numara olacak. 2-5 kg bebekler için)
Tırnak makası
Tarak ve fırça
Bakım çantası
İlaç kaşığı
Termometre
Ateş ölçer
Göbek bağı için doktorun önereceği temizleme malzemeleri
Altı için Islak Mendil
Temizleme havluları ya da tülbentler
Alt değiştirme yatağı ya da örtüsü
Steril pamuk toplar (Bebeğin göz ve kordon temizliği için)
Önlük ve Kusmuk bezi (Bunlardan bolca almak lazım. Ben 5 tane önlük, 12 tane de kusmuk bezi aldım. Mermer şahi olanları süper. Bunun yanında havlu olanlarını da almak şart. Sayısı size bağlı)
Steril gazlı bez


BANYO İÇİN



Bebek küveti ve filesi (çeşitli modelerde mevcut. File olarak içine köpük konmuş yumuşak fileleri tercih edebilirsiniz.)
Banyo süngeri (mutlaka doğal sünger olmalı)
Başlıklı bebek havlusu (En az 3 tane olmalı)
Bebek şampuanı, sabunu, bebek losyonu, yağı ve pişik kremi (markası size kalmış. Nivea ya da Mustela en çok tercih edilen markalar)
Banyo termometresi

EMME VE BESLENME İHTİYAÇLARI


Yalancı emzik (Kauçuk ve silikon uçlu olanları var. Tercihi bebek yapıyor:) İkisinden de almakta fayda var)
Emzik Kutusu
Biberon (Cam olanları daha sağlıklı)
Biberon temizleyici fırça ve sterilazyon makinesi (bebeğinizi uzun süre emzirebilecekseniz, makineye çok gerek yok)
Diş kaşıyıcı

ODASI İÇİN İHTİYAÇLAR

Bebek karyolası
Yatak
Gardırop
Şifonyer
Nevresim takımı, çarşaf
Kenar minderi
Oda termometresi
Battaniye, pike, yorgan (Bebekler 1 yaşına kadar yorgan ve yastık kullanmıyorlar. Onun yerine, mevsime göre, polar ya da pamuklu battaniye ya da pike tercih edilebilir. Ben 2 tane battaniye aldım. Bir de dışarıda kullanmak için 2 farklı battaniye daha.)

ELEKTRONİK CİHAZLAR

Bebek telsizi
Sterilizatör
Biberon ısıtıcısı
Oda nemlendiricisi

SEYAHAT İHTİYAÇLARI

Puset (Inglesina, Chicco ve Maxi-Cosi en çok tercih edilen modeller)
Oto koltuğu
Portbebe
Ana kucağı (BabyBjörn ya da Chicco'nun çok güzel ana kucakları mevcut)

Benim çıkardığım liste şimdilik bu kadar. Ancak her bebeğin ve annenin ihtiyaçları farklı. Gezdikçe, gördükçe yeni şeyler keşfediyor insan. Herşeyi almak istesekte bir yerde frenlemek lazım içimizde çoşan duyguları. Keyifli alışverişler.